Etrafta dolaşan benzer cilt bakımı terimlerini sürekli duyarız ve her biri şimdiye kadarki en iyi cildinize dair kendi vaatlerine sahiptir. Kolajenin farkı cildi sıkı, dolgun ve elastik tutmaktan sorumlu, vücudun en bol bulunan protein formu olmasıdır. 

Ancak asıl mesele, ürettiğimiz kolajen miktarının 20'li yaşlarda azalmaya başlamasıdır. Uzmanlar, "Stereotipik olarak, kollajen yıkımı yüz derisinde daha yaygındır, bu yüzden yüzümüz genellikle vücudumuzun geri kalanından önce yaşlanma belirtileri gösterir" diye açıklıyorlar.

İşte tam da bu yüzden bu konu - yüz için kolajen - çok önemli. Bunun için, yüzünüzde kolajen etkilerini anlamanıza yardımcı olmak için uzman görüşlerini derledik.

Kolajen’in Yüzünüze Nasıl Etkileri Olur?

Kollajenin yüzünüze nasıl etki ettiğini anlamak için , kolajen ve nasıl yapıldığı hakkında biraz daha fazla bilgi gerektirir.

 NYC merkezli dermatolog Dr. Orit Markowitz, "Kolajen, çoğu dokuyu destekleyen ve hücrelere dışarıdan yapı kazandıran temel bir proteindir" diye açıklıyor. Bunu bir yatak yüzeyi gibi düşünebilirsiniz, diye ekliyor, kolajenin yüz yapısına şekil verdiğini tekrarlıyor.

 Tüm bunları göz önünde bulundurarak, sahip olduğunuz daha fazla kolajen ile cildinizin daha iyi olduğunu görmek çok açık. Dr. Markowitz, "Kolajen, cilde elastikiyet ve sıkılık kazandıran ve yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olan önemli bir maddedir" diyor. Aynı yatak yüzeyi metaforuna bağlı kalarak, kolajen seviyeniz azaldıkça, cildiniz o kadar az "yaylı" olur. Bu, tek başına yüzde büyük bir fark yaratır, ince çizgileri ve kırışıklıkları ve eşit olmayan cilt tonunu azaltır.

Hangi Kolajen Tipi Yüzünüze Faydalıdır?

Pek çok farklı kolajen türü olsa da (Paralel Sağlık Baş Bilim Sorumlusu Dr. Nathan Brown'a göre yaklaşık 28), en çok duyacağınız tip I, II ve III.

Dr. Brown, örneğin tip I kolajenin büyük bir rol oynadığını ve vücudumuzdaki ve cildimizdeki kolajenin %80-90'ını oluşturduğunu söylüyor. Bu arada tip III farklı bir amaca hizmet eder: Yara iyileşmesi içindir, ancak yapı ve gençliğe de yardımcı olabilir.

 "Yüzün için en iyi kolajen nedir?"sorusuna en doğru cevap Tip 1 Kolajen olacaktır. Dr. Markowitz, "Tip I esas olarak güçlü saçlar, tırnaklar ve cilt içindir" diyor. Bu tiple birlikte "güzellik" ve "cilt bakımı" kelimelerini de sık sık duyarsınız.

 Bir kolajen seçerken, düşünülmesi gereken birçok şey vardır. NYC merkezli dermatolog Dr. Hadley King, otlarla beslenen ve organik olan kolajen önermektedir. Organik, hayvanın yeminde hormon, antibiyotik veya insan yapımı böcek ilacı verilmediği anlamına geldiğini açıklıyor. "Ancak, yem mutlaka ot değil, mısır veya soya olabilir. Otla beslenen et, hayvanın merada yetiştirildiği anlamına gelir."

Yüzünüzdeki Kolajen Seviyesini Nasıl Arttırabilirsiniz?

Kollajen üretimini hızlandırmak bu ipuçları ve püf noktaları ile başlar.

Güneşten Korunun

Güneşe maruz kalma kolajeni azaltmada büyük rol oynadığından, güneşten korunma yüzünüzdeki kolajeni artırmak için alabileceğiniz en etkili önlemdir.

Dr. King, "Matriks metalloproteinazlar, kolajeni parçalayan proteolitik enzimlerdir" diye açıklıyor. "UV radyasyonu aktivitelerini arttırır, böylece kollajen bozulmasını arttırır." UV radyasyonuna maruz kalmanın da doğrudan kolajen üretimini durdurduğunu da ekliyor.

Kolajen Takviyesi Kullanın

Kollajen enjeksiyonları gibi çözümler de var ancak bazı dezavantajlara sahipler. Daha pahalıdırlar ve bir dermatolog veya plastik cerrah tarafından yapılmalıdır. Kollajen takviyeleri ise cilt bakımı konusunda etkili ve kolay ulaşılabilir çözümlerdir.

 Dr. Brown, "Kolajen takviyeleri, vücudunuza daha fazla kolajen üretmek için ihtiyaç duyduğunuz besinleri tam olarak verebilir" diyor.

Kolajen yolculuğunuza Vitacoral Collagen ile başlamanızı öneririz . Uzmanlar, peptitler gibi küçük moleküller kullanarak cildinizi daha fazla kolajen üretmeye teşvik edebileceğinizi söylüyor: "Cilt hücrelerinize kolajen üretmesi için sinyal veriyorlar."

Şeker Tüketimini Azaltın

Cupcakeler, Pastalar ve Cappucino’lar Instagram akışınızda iyi görünebilir, ancak ten renginiz için aynı şeyi söylemek zordur.

Uzmanlar, "Uzun süreler boyunca aşırı miktarda şekerli gıda alımı glikasyona neden olabilir" diyor. "Şekerler kan dolaşımına girdiğinde ve gelişmiş glikasyon son ürünleri oluşturmak için kollajene bağlandığında glikasyon oluşur." Başka bir deyişle, şekeri kesmek cildinize oldukça “tatlı” faydalar sağlar.